Karanlıklar prensi EDGAR ALLAN POE

    En sevdiğim yazarlardan biri olan Edgar Allan Poe'dan bahsedelim biraz... Bu çok başarılı,hayal gücü ve kalemi fazlasıyla güçlü olan yazar gotik edebiyatın temsilcilerinden... Bilen bilir , bir kere okumaya başladıysanız, yüreğinize kasvet veren, melankolik, gerilim dolu o öyküler sizi büyüsü altına alır. Gotik tarzda bu kadar başarılı olmasını kendi hayatına bağlıyorum aslında. 

     Edgar Allan Poe doğduktan bir yıl sonra babası evi terk etmiş, annesi ise bir sonraki yıl vefat etmiş. Bunun üzerine Allan ailesinin sahip çıktığı Poe , bu aileyle yaşamaya başlamış. Allan ismi de buradan geliyor. Özel okullarda okuyan Poe , üniversite yıllarında kumara başlar ve borçlanır. Bunun üzerine manevi babasıyla arası açılır. Bir süre sonra üniversiteyi de bırakan Poe Amerikan ordusuna yazılır.

Askerden dönüşünde teyzesinin kızı olan Virginia Eliza Clemm ile evlenir. Bu dönemde çalışmalarını ve şiirlerini yayınlatmaya çalışır. Bundan bir kaç yıl sonra eşini tüberkülozdan kaybeden Edgar Allan Poe, kendini alkole verir. O dönemlerde Raven şiiriyle dikkatleri çekse de ne yazık ki psikolojik sorunları artar ve edebiyatından çok deliliği hakkında konuşulmaya başlanır. Üne ölümünden yıllar sonra kavuşmuştur. Ölüm sebebi hala şüpheli olan Poe'nun aklını kaçırdığından ve bu yüzden ortadan kaybolduğundan bahsedilir. Bulunduğunda kendinde olmayan yazar, hastaneye kaldırıldığında vefat etmiştir.

   Onun yaşadığı süreç boyunca melankolik, karamsar ve ruhsuz bir imaj ile bütünleşmesi geride bıraktığı eserlere yansımış diye düşünüyorum. Ne zaman kitabını açıp öykülerini okusam ne kadar müthiş bir yazar olduğunu düşünmeden edemiyorum. Hala gotik öykülerin babası olarak bilinen Amerika'lı yazarın eserleri, günümüzde, bende dahil olmak üzere, edebiyat dünyasında yer alan bir çok insana ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

-Charles Baudelaire'ın Edgar Allan Poe ile ilgili söylediği ve benim de çok hoşuma giden bir lafı var:

"Sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allan Poe, dingin ve erdemli Goethe'den ya da Walter Scott'dan çok daha fazla hoşuma gidiyor. O ve onun gibi özel yapıdaki adamlar için şöyle diyeceğim: bizler adına acı çektiler"...